Kapıyı açtığında karşında duran kişiye şaşkınlıkla baktın. Kalbin göğsünden fırlayacakmış gibi
atıyordu. Gelen kişi, yıllardır görmediğin çocukluk arkadaşın Ercan. Uzun ve sarı saçları hala
aynıydı, ama yüzünde olgunluğun izleri vardı. Gözlerinde ise sana karşı bir sıcaklık ve sevgi
vardı.
Ercan sana gülümsedi ve “Lale, seni ne kadar özledim!” dedi. “Uzun zamandır görüşmedik.”
Sen de ona gülümsedin ve “Ben de seni çok özledim, Ercan. içeri gel,” dedin.
Ercan içeri girdi ve oturdu. Sen ona çay ikram ettin ve sohbet etmeye başladınız. Eski
günlerden, ailenizden ve arkadaşlarınızdan konuştunuz. Ercan sana hayatından bahsetti, sen
de ona kendi hayatından bahsettin.
Konuşurken, Ercan’a karşı içinde bir şeyler hissettiğini fark ettin. Bu, uzun zamandır
hissetmediğin bir duyguydu. Yoksa… Olabilir miydi? Ercan’a aşık mı oluyordun?
Sohbetiniz saatlerce sürdü. Birbirinizi sanki hiç ayrılmamışsınız gibi hissediyordunuz. Sonunda
Ercan kalkmak üzereyken, sana baktı ve “Lale, sana bir şey söylemek istiyorum,” dedi.
Sen de ona baktın ve “Ne söylemek istiyorsun?” diye sordun.
Ercan derin bir nefes aldı ve “Bence ben sana aşığım,” dedi.
Kalbin göğsünden fırlayacakmış gibi atmaya başladı. Sen de ona aşıktın!
“Ben de sana aşığım, Ercan,” dedin.
Ercansana gülümsedi ve seni öptü. Bu, hayatındaki en güzel öpücüktü.
O günden sonra, Lale ve Ercan birlikte olmaya başladılar. Birbirlerini çok seviyorlardı ve
sonunda evlendiler. Lale artık yalnız değildi. Mutlu ve sevgi dolu bir evliliği vardı.