Ekrem İmamoğlu Gözaltında: Sızıntılar, Kumpas İddiaları ve Siyasi Gerilim
Türkiye’nin gündeminde son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması var. İmamoğlu hakkında açılan soruşturmalar ve ona yönelik suçlamalar, siyasetin merkezine otururken, olayın perde arkasına dair çarpıcı iddialar ortaya atılıyor. Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu’nun yaptığı açıklamalar, özellikle İmamoğlu’na yönelik belgelerin ve ifadelerin CHP içinden sızdırıldığı iddiasıyla tartışmaları daha da büyüttü.
CHP İçinde İmamoğlu’na Yönelik Bir Hesaplaşma mı Var?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte ortaya çıkan en dikkat çekici iddialardan biri, ona yönelik delillerin ve tanıklıkların bizzat CHP içinden geldiği yönünde. Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, konuyla ilgili yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün atıp tutanların ezici çoğunluğu, soruşturma ve gözaltı sürecine esas bilgi, belge ve tanıklıkların bizzat Ekrem Bey ve çalışma arkadaşlarının en yakınındaki kişiler tarafından başsavcılığa iletildiğini öğrendiklerinde sanırım çok şaşıracaklar. Savcının özel ekip kurup aylarca çalışsa ulaşamayacağı delillerin bizzat CHP içi hesaplaşma nedeniyle adalete teslim edildiğini duyduklarında inanamayacaklar.”
Bu iddia, CHP içinde ciddi bir bölünme yaşandığına dair söylentileri güçlendirdi. Parti içindeki bazı grupların İmamoğlu’nu yıpratma amacı güttüğü yönündeki spekülasyonlar, kamuoyunda geniş yankı buldu.
“Devlet, İmamoğlu’na Kuşku ile Bakıyor” İddiası
Okan Müderrisoğlu, gözaltından sadece beş gün önce kaleme aldığı bir yazıda, Ankara’da bir tür “devlet aklı”nın olduğunu ve bu mekanizmanın İmamoğlu’na güvenmediğini iddia etmişti. Müderrisoğlu’nun yazısındaki şu ifadeler dikkat çekti:
“Ekrem İmamoğlu, Ankara’ya güven vermiyor! Evet, evet… ‘Devlet’ dediğimiz o canlı organizma, farklı kurum ve kuruluşları ile İmamoğlu’na kuşku ile bakıyor. Amaca ulaşmak için her aracı mubah gören tarzı, siyasal ikbali için girdiği girift ilişkileri, gözünü küresel odaklardan ayırmayan politik tutumu, itimat telkin etmiyor.”
Bu ifadeler, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının arkasında yalnızca adli bir sürecin değil, siyasi bir hesaplaşmanın da olabileceği yönündeki şüpheleri artırdı.
İmamoğlu: “Yeni Bir Kumpas Dalgasıyla İtibar Suikastı Yapmaya Çalışıyorlar”
İmamoğlu, gözaltına alınmadan önce yaptığı açıklamalarda kendisine yönelik bir kumpas düzenlendiğini iddia etmiş ve sert ifadeler kullanmıştı:
“Yeni bir kumpas dalgasıyla, bana ve arkadaşlarıma itibar suikastı yapmaya çalışıyorlar. Hodri meydan, elinizde ne varsa dökün ortaya!”
İmamoğlu, bu sürecin yalnızca kendisini değil, çalışma arkadaşlarını ve belediye yönetimini hedef aldığını belirtti. Özellikle kendisine yöneltilen suçlamaların hukuki bir temele dayanmadığını ve siyasi bir operasyon yürütüldüğünü savundu.
Gözaltı Kararının Detayları: 100 Kişiye Operasyon
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Ekrem İmamoğlu ve ekibi hakkında geniş çaplı bir soruşturma yürütülüyor. Savcılık, şu açıklamayı yaptı:
“Suç örgütü lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş, Ertan Yıldız ve bu şahıslarla bağlantılı 95 şüpheli başta olmak üzere toplam 100 kişi hakkında gözaltı kararı verilmiştir.”
Savcılığın açıklamasında, soruşturmanın ana başlıkları ise şu şekilde sıralandı:
Kent Uzlaşısı: İmamoğlu’nun belediye ihalelerinde belli başlı kişi ve gruplara ayrıcalık tanıdığı iddiası.
Gezi Olayları: İmamoğlu’nun geçmişte Gezi Parkı eylemleriyle bağlantılı gruplarla ilişkisi olduğu iddiası.
Medya A.Ş.: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı medya şirketinde yolsuzluk yapıldığı ve kaynakların usulsüz şekilde kullanıldığı iddiası.
Bu soruşturmalar kapsamında Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin hakkında da gözaltı kararı çıkarıldığı bildirildi.
Siyasi Gerginlik Artıyor: Türkiye, İmamoğlu Dosyasını Konuşuyor
İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’de siyasi tansiyonu artırmış durumda. Muhalefet partileri ve birçok sivil toplum kuruluşu, bu gözaltının demokrasiye ve halkın iradesine yönelik bir müdahale olduğunu savunuyor. Öte yandan iktidar kanadı, sürecin tamamen hukuki bir çerçevede yürütüldüğünü ve İmamoğlu’nun belediye kaynaklarını usulsüz şekilde kullandığına dair ciddi iddiaların olduğunu belirtiyor.
Bu gelişmelerin önümüzdeki günlerde Türkiye siyasetinde nasıl bir etki yaratacağı büyük merak konusu. İmamoğlu’nun gözaltı süreci, sadece yerel yönetim dinamiklerini değil, ulusal siyasetin geleceğini de etkileyebilir. Muhalefetin nasıl bir karşı hamle yapacağı, CHP içindeki bölünme iddialarının nasıl bir boyut kazanacağı ve kamuoyunun bu sürece nasıl tepki vereceği yakından takip edilecek.
20 Mart 2025